İskandinav tarzı, doğanın teşvik ettiği sadeliği ve güzelliği yansıtan bir estetik anlayışıdır. İskandinav ülkeleri, minimalizm, doğal malzemeler ve sürdürülebilirlik prensipleri ile meşhurdur. Açık alanlar, bu estetik anlayışın en güzel örneklerini sunar. Doğayla iç içe, ferah ve huzur dolu dış mekanlar, birçok insan için bir yaşam biçimi haline gelir. Dış mekan tasarımı, hem estetik hem de işlev açısından oldukça önemlidir. İnsanlar bu alanlarda dinlenir, sosyalleşir ve doğanın tadını çıkarır. İskandinav tarzı açık alanlar, doğayı ve insanı bir araya getiren alanlardır. Doğayla bütünleşik bir yaşam, ruhu dinlendirir, zihni açar ve huzur verir. Tasarımlar, doğanın güzellikleriyle dolup taşarken, bireylerin de bu alanlarda kendilerini rahat hissetmelerine olanak tanır.
İskandinav estetiği, sadeliği ve işlevselliği ön planda tutan bir anlayıştır. Renk paletleri genellikle açık ve doğal tonlardan oluşur. Beyaz, gri ve yeşil gibi renkler sıkça kullanılır. Bu renkler, mekânların geniş ve ferah görünmesini sağlar. Ayrıca, doğal ışığın etkisini artırarak ferahlık hissi yaratır. İskandinav tarzında fonksiyonellik, tasarımı şekillendiren en önemli unsurlardan biridir. Mobilyalar, hem estetik hem de kullanım kolaylığı açısından tasarlanır. Açık alanlarda bulunan doğal elementlerle uyumlu bir şekilde, mekânla bütünleşik bir görünüm oluşturur.
İskandinav estetiğinin bir diğer önemli unsuru, doğayla olan bağlantıdır. Dış mekanlar, yeşil alanlar ve doğal unsurlarla bezeli ortamlar yaratma amacı taşır. Ağaçlar, çiçekler ve su elementleri, bu tarzın vazgeçilmez parçalarıdır. Örneğin, bir bahçede yer alan doğal taş yollar, çevreyle uyum içinde bir görünüm kazandırır. Bununla birlikte, bahçede yer alan doğal hava akışı, sahip olunan huzur hissini artırır. İskandinav tarzı, herkesin kendini rahat hissedeceği açık alanlar yaratmayı hedefler.
İskandinav tarzında, doğal malzemeler kullanımı büyük bir öneme sahiptir. Ahşap, taş ve metal gibi malzemeler, tasarımların temel yapı taşlarını oluşturur. Ahşap, sıcaklık hissi yaratırken, doğal bir görünüm sağlar. Dış mekan mobilyalarında sıkça tercih edilen ahşap, dayanıklılığı ve estetik görünümü ile ön plana çıkar. Örneğin, bir bahçede kullanılan ahşap bank, hem işlevselliği hem de estetik detayı ile dikkat çeker. Ahşap, ayrıca açık alanlarda doğayla uyum sağlamayı kolaylaştırır.
Taş gibi diğer doğal malzemeler, zeminler ve duvarlar için sıkça tercih edilir. Doğal taşlar, açık alanlarda sağlamlık ve özgünlük sunar. Bahçe duvarlarında veya yürüyüş yollarında kullanıldığında, doğal bir atmosfer yaratır. Bununla birlikte, metal detaylar da bu tarzda önemli bir rol oynar. Paslanmaz çelik veya alüminyum gibi malzemelerle yapılan dış mekan aksesuarları, modern bir dokunuş sunar. Doğal malzemelerin birleşimi, dış mekanın estetiğini zenginleştirir ve doğayla uyumlu bir yaşam alanı oluşturur.
İskandinav tarzında minimalizm, yaşam alanlarının düzenlenmesinde esas alınan bir prensiptir. Fazlalıklardan kaçınmak, sadeliği ön planda tutmak ve alanı verimli kullanmak bu tarzın temel unsurlarıdır. Minimalist tasarım, karmaşadan uzaklaşmayı ve dinginliği artırmayı amaçlar. Açık alanlarda ferah bir atmosfer yaratmak için gereksiz eşyaların kaldırılması gerekir. Dış mekan tasarımında, doğal unsurların ve akıllı mobilyaların kullanımı minimalizmi destekler.
Ferahlık hissinin artırılması için mekânın düzeni uygun şekilde sağlanmalıdır. Yüksek ve açık yapılar, hava akışını kolaylaştırır ve serin bir ortam sunar. Örneğin, geniş bir verandada kullanılacak az sayıda fakat işlevsel mobilya, ferah bir görünüm sağlar. Minimalizm, ferah mekanların yanı sıra göz yormayan detaylarla birleşir. Bu sayede açık alanlarda temiz ve huzur verici sahneler ortaya çıkar. İskandinav tarzında amaç, insanların doğayla uyum içinde yaşadığı ve rahat hissettiği bir ortam yaratmaktır.
Sürdürülebilirlik, İskandinav tarzının yalnızca estetik değil, aynı zamanda etik bir boyutudur. Doğal malzemelerin kullanımı, çevre dostu çözümlerin temelidir. Enerji verimliliği sağlayan tasarımlar, doğanın korunmasına katkıda bulunur. Bu durum, dış mekan tasarımında da kendini gösterir. Örneğin, yağmur suyunu depolayan sistemlerle donatılmış bahçeler, su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlar. Bitki seçiminde yerel türlerin kullanılması, doğal ekosisteme katkıda bulunur.
Dış mekan tasarımlarında sürdürülebilir çözümler uygulamak, bireylerin çevreye duyarlılığını artırır. Geri dönüştürülen malzemelerle yapılan mobilyalar ve aksesuarlar, hem estetik hem de çevresel katkı sağlar. Açık alanlarda sürdürülebilir uygulamaların benimsenmesi, doğayla uyum içinde yaşamanın bir parçasıdır. Bir bahçede, birçok sürdürülebilir uygulamalar şu şekilde sıralanabilir:
İskandinav tarzı, açık alanlarda sürdürülebilir çözümler oluşturmayı amaçlar. Bu nedenle, doğayla bütünleşik bir yaşam oluştururken estetikten de ödün verilmez.